Holozoik Canlılar Nedir Biyoloji? Toplumun Sindiriminde İnsan
Bir Araştırmacının Samimi Girişi
Toplumu anlamaya çalışan biri olarak, laboratuvardan çok sokağa, mikroskoptan çok insan ilişkilerine bakmayı tercih ederim. Ama bazen biyoloji, sosyolojinin en dürüst aynası olur. “Holozoik canlılar nedir?” diye sorduğumda, yalnızca canlıların beslenme biçimini değil, insanların birbirini “sindirme” biçimlerini de düşünürüm. Çünkü tıpkı holozoik canlılar gibi biz de, yaşamak için dışarıdan bir şeyleri alır, işler, dönüştürür ve kendimize katarız. Biyolojide bu bir beslenme biçimidir; toplumda ise bir kültür biçimi.
Holozoik canlılar, yani organik besinleri ağız yoluyla alıp sindirerek beslenen canlılar, yaşamın en dinamik grubudur. Ama sosyolojik bir gözle bakıldığında, bu canlılar yalnızca fiziksel bir beslenmeyi değil; toplumsal bir özümsemeyi temsil eder. İnsan, yalnızca besinleri değil; değerleri, normları, inançları ve kimlikleri de sindirir.
Toplumsal Normların Holozoik Yüzü
Toplum, tıpkı bir canlı organizma gibi işler. Her birey bu organizmanın bir hücresi gibidir ve ortak bir dengeye hizmet eder. Ancak bu dengenin korunması, bireylerin toplumsal normları içselleştirmesine bağlıdır. İşte tam burada, holozoik beslenme metaforu devreye girer. Nasıl ki bir canlı yediği besini parçalar, özümsediği kısmı alır, geri kalanını atarsa; biz de toplumsal normları sindiririz. Kabul ettiklerimizi “benliğimize” katar, reddettiklerimizi dışarı atarız.
Ancak her toplumun sindirim sistemi farklıdır. Bazıları farklılıklara açıktır, çeşitliliği sindirebilir. Bazıları ise kapalı bir sistemdir; farklı olanı zehirli sayar, dışlar. Bu durumda, biyolojik anlamda “sağlıklı sindirim” toplumsal anlamda “çoğulculuk”a denk gelir.
Cinsiyet Rolleri: Yapısal ve İlişkisel Beslenme Biçimleri
Toplumsal cinsiyet rolleri, bu sindirimin en belirgin alanlarından biridir. Erkeklerin çoğu toplumda “yapısal işlevlere”, kadınların ise “ilişkisel bağlara” yönelmesi, yalnızca kültürel değil, tarihsel bir sindirimin sonucudur.
Erkekler, sistemin “iskeletini” temsil eder: kurallar, görevler, üretim, statü… Toplumsal yapı onları işlevsel olmaya iter. Bu, tıpkı bir holozoik canlının besinleri mekanik olarak çiğnemesi gibidir — düzenli, sistemli ve sonuç odaklı.
Kadınlar ise, tarih boyunca “bağ kuran”, “ilişki yürüten” rolü üstlenmişlerdir. Onların toplumsal beslenmesi, duygusal ve sembolik düzeydedir. Bir annenin çocuğuna aktardığı sevgi, bir arkadaşın başka birine gösterdiği empati, bir kadının kültürel belleği taşıması — bunlar hepsi “ilişkisel sindirimin” örnekleridir.
Fakat modern toplumda bu dengeler değişiyor. Kadınlar da yapısal alanlara dahil olurken, erkekler duygusal alanlara yöneliyor. Bu dönüşüm, toplumun “sindirim sisteminin” evrimi gibidir. Yeni değerler, yeni roller, yeni hazımsızlıklar doğurur.
Kültürel Pratikler ve Sosyal Sindirim
Her kültür, kendi holozoik sürecini yaşar. Batı toplumları bireyselliği sindirmiştir; Doğu toplumları ise topluluk bilincini. Bu fark, insanların neyi “doğal” ve “doğru” saydığını belirler. Bir kültür, yabancı bir davranışı reddettiğinde, aslında bir tür kültürel “bağırsak spazmı” yaşar. Çünkü her yeni fikir, sindirimi zor bir yabancı proteindir.
Sosyolojik açıdan, holozoik canlılar gibi insanlar da “seçici beslenir.” Kimimiz geleneklerden, kimimiz yeniliklerden besleniriz. Kimimiz geçmişi özümseyip geleceği kurar, kimimiz geçmişte tıkanırız. Bu süreçte birey, toplumun sindirim organıdır; normlar, ideolojiler ve inançlar onun üzerinden geçer.
İnsan: En Karmaşık Holozoik Canlı
İnsan, biyolojik olarak bir holozoik canlıdır; ama toplumsal olarak da öyledir. Yalnızca ekmeği değil, anlamı da yer. Yalnızca kaloriyi değil, kültürü de sindirir. Bu nedenle insanın doyumu yalnız mideyle değil, kimlikle ilgilidir.
Bir birey toplumdan aldığı her fikri çiğner, sorgular, özümser ya da atar. Bu yüzden her bireyin “toplumsal metabolizması” farklıdır. Bazıları değişime açık, bazıları kapalıdır. Kimileri yeni düşünceleri sindirebilir; kimileri kabız kalır, eski düşüncelerde tıkanır.
Düşünsel Bir Davet
O halde size sormak gerek: Siz toplumsal olarak neyle besleniyorsunuz? Gelenek mi, yenilik mi, başkalarının onayı mı, yoksa kendi özünüz mü?
“Holozoik canlılar nedir?” sorusu, yalnızca biyolojik bir tanım değil; aynı zamanda kim olduğumuzu anlamak için bir metafordur. Çünkü toplumun büyük sindiriminde, hepimiz birer hücreyiz — hem sindiren, hem sindirilen.
—
Etiketler: #sosyoloji, #toplumsalcinsiyet, #kültür, #normlar, #holozoikcanlılar, #toplum